Tarih : 28.03.2017 - 15:04

Asansör Haftası

Geçtiğimiz hafta düzenlenen Tüyap ve CNR Asansör Fuarları, 2. ve son günlerinde dahi bir hayli kalabalıktı, hem de yabancı ziyaretçilerle. Bu fuarlarla ilgili şahsi görüşüm kendi çaplarında başarılı geçtikleri yönünde. Yine de aynı sektörden tek bir fuar alanına rahatlıkla sığabilecek iki fuarın ayrı ayrı düzenlenmesi son derece lüzumsuz.

 

Yazılarımda genelde fuarların başarısından bahsediyorum. Başarısız olduğunu gözlemlediğim fuarlar elbette var. Fakat bunlar hakkında yazma gereği duymuyorum. Objektif bir tutum olmasa da kendimce geçerli bir sebebi var; ardı arkası kesilmeyen olumsuzluklarla boğuştuğumuz şu dönemde olumlu kalabilip, pozitif düşünebilmek. Lâkin, Polyannacılık da yapmamak gerekiyor.

 

Asansör Fuarları’nın, ziyaretçi sayıları 100 binlerle ifade edilecek olmasa da sektörel olarak ele alındığında başarıyı yakaladıklarını düşünüyorum. Her iki fuarın yanı sıra, son 1 yıl içerisinde gezdiğim fuarlardaki bilhassa İran kökenli ziyaretçilerin yoğunluğu, çok da uzak olmayan bir zamanda yaptırım engelinden kısmen kurtulmuş olan ve yeni pazar arayışlarını hızlandıran İran’ın, Türkiye ile ekonomik ilişkilerini ciddiye aldığını gösteriyor.

 

Her ne kadar aynı sektörden fuarların bir şehirde birden fazla kere gerçekleştirilmesini fuar israfı olarak nitelendirsek de, en azından CNR ve Tüyap’taki asansör fuarlarının aynı tarihlerde düzenlenmesinin eşit rekabet şartları oluşturduğunu söyleyebiliriz. Zira İMOB ve İSMOB gibi birebir aynı olan fuarların 10 gün arayla yapılması, bu fuarları ziyaret eden tekil kişi sayısında azalma riskini barındırıyor.

 

Fakat İMOB ve İSMOB’un, düzenlendikleri fuar alanlarının bütün salonlarını doldurması nedeniyle böyle bir zorunluluğu bulunurken, 3’er salon kaplayan Asansör Fuarları’nın bu anlamda gereksiz bir bölünmeye yol açmasına olumlu gözle bakmak mümkün değil. Aynı haftada aynı sektörden iki fuarın yapılmasının rekabete ne derece katkı sağladığı tartışıladursun, bu gibi durumlar aynı sektörlerde fuar organize eden firmalar arasında bir bilek güreşi olduğu izlenimini veriyor.

 

İş dünyasının, ülkemize oranla çok daha hızlı geliştiği Almanya’da bile bazı büyük sektörel fuarların 3 yılda bir düzenlenmesi, Türkiye’deki fuarcılık anlayışının değişime ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Bu noktada TOBB’un (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) devreye girip, fuarları eşit şekilde dağıtması gerektiğine dikkati çekelim.

 

Buna rağmen müşteri ve işbirliği potansiyelini arttırmak isteyen bazı firmaların masraftan kaçınmayıp hem CNR, hem de Tüyap’taki fuarda stand açmış olmaları sektöre ve fuarlara olan güvenin göz ardı edilemez bir emaresi. Yine de bir sezonu daha geride bırakan Asansör Fuarları’nın, en iyi ihtimalle, benzer olup birbirinden alakasız tarihlerde düzenlenen diğer fuarlara örnek teşkil etmesini umuyoruz.