Tarih : 17.11.2014 - 15:53

Kitap Fuarı Alarm Veriyor!

TÜYAP Kitap Fuarı edebiyat çevrelerinin ve kitapseverlerin enerjisini tek bir noktada toplamayı çok iyi başarıyor. Ancak her yönden zirve yapmış olan fuar, rekor üstüne rekor kırdıkça kitapsever açısından çileli bir serüvene dönüşmeye başladı. Bu nedenle biz fuarı muhteva yönünden değil teknik açıdan değerlendireceğiz.

 

Kitap Fuarını 500.000'den fazla kişinin gezmiş olması İstanbul'da ikamet eden her 35 kişiden birinin ziyaret ettiği anlamına gelir ki bu oldukça önemli bir rakam. Bu türden, halkın çok yoğun biçimde ziyaret ettiği diğer bir fuar yine TÜYAP'ta gerçekleştirilen Autoshow Fuarı. Eskiden CEBIT fuarları da böyle büyük kitleleri çekmekteydi ama artık öyle değil.

 

Metrobüs ulaşımı Autoshow Fuarı'na olduğu gibi Kitap Fuarı'na da daha çok ziyaretçi gelmesi bakımından pozitif etki yapıyor. Buna rağmen bilhassa hafta sonları fuar çevresinde oluşan trafik pek çok kişiyi canından bezdirdi. Trafiği aşıp fuara girebilenleri ise başka bir trafik bekliyordu; insan trafiği! İstanbul halkı araç trafiğine alışık ve fuar organizatörünün bu konuda yapabileceği pek fazla birşey yok ama fuar salonlarındaki yoğunluk için pek çok şey yapılabilir. Bu gibi halka açık fuarları sektörel ihtisas fuarları ile bir tutmamak ve farklı tedbirler almak gerekir. Alınacak bu tedbirler ile kitapseverlerin daha fazla kitaba ulaşması ve yayınevlerinin daha çok ciro yapması sağlanabilir. Peki bu konuda neler yapılabilir?

 

İlk olarak fuarın organizasyon alanı genişlemeli. TÜYAP fuar alanında yeni salonlar hizmete girdi ama bu fuarda bazıları kullanılmadı. Daha geniş alan daha konforlu bir fuar gezisi sağlayacaktır. Fuar alanını genişletmenin en kısa yolu tüm koridorların genişliğini 3 metreden en az 4 metreye çıkarmaktır. Özellikle 2. salonla 3. salon arasındaki bağlantı koridorları bazı saatlerde kalabalık metrobüs duraklarını aratacak düzeyde izdihama sebep oldu.

 

Düşünsenize siz ihtisas fuarlarının aksine ziyaretçiyi koridorlarda ağırlıyorsunuz. Bir kitapsever ise çoğu kez bir kitabı almadan önce incelemek istiyor. Dar koridorlar ve yoğun ziyaretçi akımı bu zevki insanın elinden almaya yetiyor.

 

Bu konuda yapılması gereken bir başka şey standların konumlarını daha geniş alanda sergilemeye imkan verecek şekilde düzenlemek olabilir. Standlar koridorlarla daha fazla teması olacak şekilde satışa sunulabilir.

 

Kitap fuarı en çok ilgi gören fuarlardan biri olmasına rağmen fuar standları çoğu kez son derece düşük bütçe ile ve derme çatma yapılıyor. Yayınevlerinin diğer sektörlerdeki gibi mali yönden güçlü kuruluşlar olmaması bu konuda en önemli etken. Bence TÜYAP yönetimi standların bu acıklı haline son vermeli ve mütevazı imkanlara sahip sektörü bu çileden kurtarmalı. Bunun yolu tüm standları standart hale getirmek olabilir. Standart stand deyince paravanlardan oluşan çok basit yapılar akla gelmesin. TÜYAP'ın tüm firmalara tek tip stand inşa edecek altyapısı olmayabilir ancak ihale yolu ile en güzel sergileme imkanı sağlayacak bir stand prototipini birkaç stand firmasına yaptırabilir. Tek tip stand uygulamasına prensipte karşı olan biri olarak tüm firmaların aynı ürünü sergiledikleri bu sektörde bu yöntemin işe yarayacağını düşünüyorum.

 

Fuarın ikinci hafta sonu standları gezerken bir babanın ortaokul çağındaki kızına söylediği ve tesadüfen kulağıma çarpan şu sözleri bir şeyler yapılması gerektiğinin ispatı gibiydi aslında; "Kızım aylardır bu fuara gelmek için sabırsızlanan sen değil miydin? Şimdi 1 saat geçmeden bunaldım çıkalım diyorsun."

 

Saim BOZDEMİR