Özel Röportaj “İstanbul, Dünyanın Fuar Merkezi Olacak”

“İstanbul, Dünyanın Fuar Merkezi Olacak”

“İstanbul, Dünyanın Fuar Merkezi Olacak”

Türkel Fuarcılık 20 yıldan beri sanayicilerimizi yurt dışında düzenlenen fuarlara taşıyarak ihracatımıza katkı yaparken son birkaç yıldır yurt içi fuarlarında da söz sahibi olmayı başardı. Türkel’in başarılı CEO’su Bülent Erten ile Eurasia Rail Fuarı’nı ve tüm sektörü masaya yatırdık. Bülent Erten, yalnızca fuarcılığımızın kronik sorunlarına değinmekle kalmadı, problemlerin çözümüne yönelik çarpıcı önerilerde bulundu, sorularımıza açık yürekli cevaplar verdi. Anlattıklarının fuarcılık sektörünün tüm oyuncularının dikkatini çekeceğini düşünüyoruz…

 

Türkel Fuarcılık’ın 20 yılı aşkın bir zamandır ağırlıklı olarak yurt dışı fuar organizasyonlarına yönelik çalışmalar yaptığını biliyoruz. Yurt dışındaki fuarları belirlerken hedef pazar ve sektör olarak ne gibi kriterleri göz önüne alıyorsunuz?

 

“1993 yılından bugüne geçen sürede Türkel Fuarcılık olarak, dünyanın her kıtasında birçok fuarlar organize ederek, Türk üreticisini bir çok ülkeye taşıma  ve tanıştırma fırsatını oluşturduk. Hem Türk İhraç Ürünleri Fuarları, hem sektörel fuarlar düzenledik. Bunun yanı sıra yurt dışında kendi markasını oluşturarak ilk uluslararası fuarı organize etmeyi başaran tek Türk firması olarak da Moskova'da 18 yıldır LeShow Deri ve Kürk Fuarı'nı başarıyla devam ettirmekteyiz.

 

Hedef pazarları belirlerken, genelde sektörlerin nabzını tutmakla beraber, dünyanın çeşitli bölgelerindeki yatırım ve kalkınma stratejilerini titizlikle takip ediyoruz. Dünyanın herhangi bir kıtasında yer alan bir ülkede yeni bir doğal zenginliğin bulunması, o ülkedeki yeni yatırım planları, ki bu inşaat alanında, sanayi alanında gibi çeşitlendirmek mümkün yada gelir seviyesinin yükselmesi ile birlikte tüketime yönelik ürünlerin talebi bizim yeni pazar çeşitlendirmesinde hedef kriterlerini oluşturuyor.”

 

Hatırladığımız kadarıyla yurt dışı organizasyonlarınız içerisinde en önemlilerinden biri LeShow. Türk deri sektörü için LeShow Fuarı’nın anlamı ve önemi nedir?

 

“LeShow Deri ve Kürk Fuarı Rusya’nın başkenti Moskova'da 18 yıldır büyük bir başarı ile organize edilmektedir. Fuar ilk başladığı yıllarda Türk deri ve kürk üreticisini Sovyet Pazarı ile tanıştırmak için düşünülmüşse de yıllar içinde Rusya’nın ve bölgenin tek ve en önemli Deri ve Kürk Fuarı olmayı başarmıştır. Türk deri ve kürk sektörü için ise; bu fuar neredeyse sektörün yegâne katıldığı ve büyük ihtişamıyla hazırlık yaptığı en önemli fuarıdır. Bütün yıl boyunca titizlikle hazırlanan koleksiyonlar, Mayıs ayında bu fuarda görücüye çıkar. Stand tasarımları olsun, ürünlerin çeşitliliği ve sunum biçimi olsun gerekse fuar süresince yapılan defile ve yarışmalarla büyük ve önemli bir profesyonel ziyaretçiyi çeken fuar artık uluslararası anlamda da diğer ülke katılımcılarının ilgisini çeker hale gelmiş ve yabancı katılımcı sayısı da ciddi bir şekilde artmıştır. Bu bağlamda bizim de göz bebeğimiz olan bu fuar her yıl daha da titizlikle hazırlanır hale gelmiştir.”

 

Yurt içinde düzenlediğiniz fuarlarda Eurasia Rail için ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Sektörün VIP firmalarının katıldığı bu fuarın fikri nasıl doğdu? Orta ve uzun vadede bu fuarın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

 

“Eurasaia Rail Fuarı, devletimizin ulaştırma konusunda yaptığı ve planlandığı yatırımlar çerçevesinde 2023 yılına kadar demiryolu sektöründe yapılacak 100 milyar dolarlık bir yatırımın gerçekleşmesi çerçevesinde doğmuş bir fuardır. Tüm ülkeyi yeni baştan demiryolu ağları ile örmek, yolcu ve konvansiyonel taşımacılığını geliştirerek dünya ile  yarışmak ve en iyi şekilde entegre olmak için yapılan bu yatırımlar dünya devi firmaların ülkemize olan ilgisini en üst noktaya çekmiştir. Bu sebeple ürünlerini tanıtmak ve pazarda yer almak için yarışan bu devlerin buluşma platformu olarak da Eurasia Rail Fuarı ortaya çıkmıştır. Hem fuar, hem de fuarla eş zamanlı yapılan seminer ve sempozyumlar da sektörle ilgili bölge kalkınmasına ve ürünlere yönelik önemli konuşmacılar yer almaktadır. 5 yıldır büyük bir başarı ile organize edilen bu fuara bu yılda 25 ülkeden toplam 300 firma katılım sağlamıştır. Bu teveccühe layık olabilmek ve taleplere cevap verebilmek için Türkel Fuarcılık olarak her türlü detayı düşünerek bu yılda başarılı bir fuar gerçekleştiriyoruz. 2016 yılı için bile şimdiden talepler oluşmakta ve bizde 3-5 Mart 2016'da tekrar buluşmak üzere tüm duyurularımızı gerçekleştirmekteyiz. Eurasia Rail Fuarı bölgede orta ve uzun vadede daha da büyüyecek ve gelişecek bir fuar olmaya şimdiden adaydır.”

 

Türkel Fuarcılık’ın yurt içinde düzenlediği diğer organizasyonlara değinirsek Eurasia Expo Tool, Medikal Turizm Fuarı gibi birincileri yapılmış ve bu sene ikincisi yapılacak fuarların olduğunu görüyoruz. Birbirinden farklı sektörlerin yer aldığı bu organizasyonlar nasıl ortaya çıkıyor ve fuarları nasıl değerlendiriyorsunuz? Farklı sektörlerde yeni yurt içi fuarları gündeminizde olacak mı?

 

“Eurasia Expo Tool ve Sağlık Turizmi fuarlarının ilklerini geçtiğimiz yıl organize ettik. Her iki fuarda konu başlıkları itibarıyla Türkiye'de ilk defa organize edilen ve başka örneği olmayan fuarlardır. Bu yıl her iki fuarın da ikincisini organize edeceğiz. İki fuar da konusunda başka örneği olmayan fuarlardır. 2. Eurasia  ExpoTool Mekanik ve Elektrikli El Aletleri Fuarı, dünyanın konusundaki en büyük el aletleri fuarını organize eden Köln Messe ile ortak işbirliği çerçevesinde organize edilecektir. Öte yandan, Sağlık Turizmi fuarımız da Dünya Sağlık Turizmi Derneği'nin (World Medical Tourism Association) ilgisine mazhar olmuştur. Bu çerçevede, dünyanın dört bir yanından sektörün önemli aktörlerini bu platformda buluşturmaya yönelik işbirliği çalışmalarını sürdürmektedir. İki fuarımızda bu sektörlerde faaliyet gösteren firmalara yeni olanaklar ve işbirlikleri sağlayacaktır.”

 

Yurt dışında fuara katılmak isteyen firmalara tavsiyeleriniz neler olur? Farklı pazarlarda yer almak ve ihracat yapmak isteyen bir firma doğru hedef pazarın olduğu fuarı nasıl belirlemeli?

 

“Yurt dışına katılmak isteyen firmalarımıza hep tavsiyelerimiz oldu ve olmaya da devam edecektir. Firmalarımız fuarlara giderken her şeyi fuar şirketlerinden beklemektedir. Ancak, bu şekilde hareket eden firmalar genellikle mutsuz oluyorlar. Katılımcı bir firma, gideceği ülke ile ilgili görsel malzemenin gideceği ülkeye uygun hazırlanmasından tutunda, ürününün fiyatının pazardaki rekabet gücüne, pazarda bulunan aynı ürünlerin kalitesine, gümrük oranlarına ve önceden fuara geleceğini oradaki ithalatçılara duyurana kadar birçok hazırlığı gerçekleştirmelidir. Ancak, bu bahse konuların çoğunu göz önünde bulundurmamaktadır. Kurumsallaşmış firmalarda ise; bunlar yapılmakta ve fuardan maksimum seviyede fayda sağlamaktadırlar. İşte bahsettiğim bu konularda firmalar hazırlıklarını tamamlarlarsa hedeflerine rahatlıkla ulaşabilirler.”

 

Ülkemizdeki fuar alanları sizce yeterli mi? Bu konuda fuar alanlarının yeterli olduğu, fazla sayıda salon olduğu görüşünü savunanlar da var, fuar alanlarının eksik ve yetersiz olduğu görüşünde olanlar da bulunuyor. Sizin bu konudaki görüşünüz ve önerileriniz nelerdir?

 

“Ülkemizdeki fuar alanları için genel olarak yeterli diyebiliriz belki ama bu İstanbul ve Ankara için geçerli değildir. Bu şehirlerdeki fuar alanları halen yetersiz durumdadır. Hem yoğunluk anlamında yer bulmakta sıkıntı yaşanmakta, hem işletme anlamında hem de metrekare büyüklük olarak talebe cevap verememektedir.  Özelikle fuar alanı işletmecileri, önceliklerini kendi fuarları için sağladıklarından ve rekabeti kontrol alanında tutabilmek amacı ile fuar organizatörlerine yer vermekten kaçınmaktadırlar. Bu yüzden yeni fuar alanlarına ihtiyaç vardır. Bu fuar alanlarının işleten firmalar yalnızca bu işle meşgul olmalıdır. Böylelikle, rekabet doğru zeminlerde gerçekleşebilecek ve fuar organizatörlerinin önü daha da açılacaktır.”

 

Kendi perspektifinizden baktığınızda önümüzdeki dönemde fuarcılığın gelişimini nasıl görüyorsunuz? Türkiye’de ve dünyada fuarcılık nasıl bir görüntü içerisinde?

 

“Fuarcılık gelişme anlamında hiçbir zaman ara vermemiştir. Hatta internetin yeni başladığı dönemlerde bile artık fuarlara gerek yok, internetten herkes fuara gitmeden aradığını bulacak denmesine rağmen fuarcılığın yerini alacak ya da yavaşlatacak hiçbir argüman oluşturulamadı. Çünkü insanlar bir ürünü canlı görmeden, dokunmadan, hissetmeden ve karşılıklı pazarlık kozunu kullanmadan mal almıyor. Bu bağlamda da fuarlar hala önemini korumakta ve koruyacaktır. Daha genel fuarlar yapılırken şimdilerde fuarlar sektörelleşmiş hatta daha alt sektör fuarları oluşmaya başlamıştır. Bir bütünün ayrılan parçaları gibi fuarcılık da sektörler altında bölünüyor ve tekrardan yeni konularla çoğalıyor. Ülkemizde de bu trend hızla devam etmekte fuar sayıları, konuları süratle artmaktadır.

 

Ülkemizde olan başka bir şeyse; Avrupa Birliği ülkelerinde, İslam ülkelelerine karşı yükselen endişe ve terör kaygısıyla, ülkelerinde düzenlenen birçok fuarlara gelen ziyaretçi sayısında, vize vermemelerinden dolayı düşüş yaşanmakta, yabancı organizatörler, fuarları ülkemizde de düzenlemeye başlayarak vize problemini Türkiye ile aşmayı hedeflemişlerdir. Bu yüzden Türkiye ve özellikle İstanbul, yabancı organizatörler ve ziyaretçileri için bölgenin parlayan yıldızı olmuş, 3 saat uçuş mesafesindeki tüm ülkeler için cazibe merkezi olmuştur. Öte yandan Türk Hava Yolları'nın Sahra Altı birçok Afrika ülkesine direk uçuşlar gerçekleştiriyor olması da rotayı bize çevirmiş, Afrikalılar da hem bavul ticareti, hem fuarlara kolaylıkla ziyaret edebilme adına ülkemizi tercih etmeye başlamışlardır.”